🔶İnsanlık tarihinde iş ve ticaretin doğasındaki en derin değişimlerden birini yaşıyoruz. 1975 yılında S&P 500 şirketlerinin piyasa değerinin %80'inden fazlası fabrika gibi maddi varlıklardan oluşuyordu. Bugün bu durum tersine döndü ve %80'den fazlası veri veya yazılım gibi fiziksel olmayan varlıklar tarafından temsil ediliyor.The future of learning is working: How to boost skill development in the workplace | World Economic Forum (weforum.org)
🔷Bu, teknoloji gelişimindeki hızlanmadan kaynaklanıyor. Çalışma şeklimizi dönüştüren üretken yapay zeka araçlarının hızlı yükselişi; yeşil enerjiye ve karbon nötr kalkınmaya öncelik verme yönündeki değişim; Makine öğrenimi kullanılarak verilerin toplanması ve analizindeki ilerlemeler.
🔶Bu ilerlemeler potansiyel olarak üretkenlikte bir artış yaratabilir ve hatta büyük küresel ve toplumsal zorlukları çözebilir. Ancak aynı zamanda potansiyel olarak milyonlarca insanı çalışma dünyasının dışına itebilirler. McKinsey tarafından yapılan bir analize göre, birçok işçi artık üretken yapay zekanın yükselişiyle gerçek bir yerinden edilme riskiyle karşı karşıya ve 400 milyona yakın iş tehlikede. Bu tehdit eşit şekilde dağılmıyor: Multiverse ve Burning Glass Institute tarafından yapılan araştırmalar, yüksek kayıplı, düşük ücretli mesleklerin otomasyona çok daha duyarlı olduğunu gösteriyor.
🔷Bu durum zaten çatırdayan geleneksel eğitim sistemi üzerinde baskı yaratıyor. Okulda ve üniversitede öğretilenlerle iş dünyasında ihtiyaç duyulanlar arasında her zaman önemli bir uçurum olmuştur.
🔶Artık bu boşluk uçuruma dönüşüyor. İş yeri, yapay zeka kullanma, yazılım geliştirme ve veritabanlarını yönetme becerisi gibi 2020'ler ve sonrasına uygun beceriler gerektiriyor. Ancak okullar ve üniversiteler, 1990'lardan bu yana pek az gelişme gösteren bir tarzda, beceriden çok bilgiye odaklanan öğretim müfredatına takılıp kalıyor.
🔷Eğitim ile iş arasındaki bu kopukluk, eğitimin yolculuk, işin ise varış noktası olduğu izlenimini yaratıyor. Sistem 21 yıllık öğrenmeyi ve ardından 45 yıllık çalışmayı ve bu öğrenmeyi ilerletmek için çok az fırsat sunmaya çalışıyor. Gerçekten de çalışanların %47'si son beş yılda herhangi bir işyeri eğitimi almamıştır.
✔️Bu dijital dönüşüm çağında öğrenmenin sürekli olması gerekiyor. Kurumsal liderler, beceri gelişimini dijital dönüşüm stratejilerinin merkezinde tutarak harekete geçebilirler.
✔️İşletmeler, özellikle otomasyon nedeniyle işten çıkarılma riskiyle karşı karşıya olan işgücündeki kişiler için yeniden beceri kazandırmaya çalışmalıdır. Yeniden beceri kazanma, insanların insafına kalmak yerine, gelişen teknolojilerin kontrolünü ellerine almalarını sağlayabilir. İşletmeler için bu, yeteneği dışarıdan getirme masrafı yerine, kurum içinde kurumsal bilgi ve özveriye sahip bir nesil teknoloji liderleri oluşturmak anlamına gelir.
✔️Son olarak, geleneksel eğitim kuruluşlarının işyeri senaryolarını öğretim müfredatlarına entegre etme konusunda oynayacakları bir rol vardır. Harvard'ın İşgücü Projesi kısa süre önce eğitimcilere, dereceler ve işler arasındaki bağlantıyı güçlendirmeleri için, ekip temelli egzersizlere ve ücretli işe yerleştirmelerin tanınmasına daha fazla vurgu yapılması da dahil olmak üzere öneriler yayınladı.
🔴Eğitimi ve çalışmayı iki ayrı olgu olarak gördüğümüz sürece, insanların becerileri ile toplumun ihtiyaçları arasındaki uçurum daha da büyüyecektir.
🔴İşletmeler öğrenmeyi eğitim kurumlarının ellerine bırakmaya ve eğitimciler işin gerçekliğini görmezden gelmeye devam etmemeliler.
Öğrenmeyi ve çalışmayı bir araya getirerek; teknoloji geliştikçe gelişmek ve liderlik etmek için gerekli becerilere sahip bireylerden oluşan bir topluluk, geleceğe uygun ve değişen teknoloji ihtiyaçlarına uyum sağlayabilecek bir ekonomi ve doğru işletmelere ve insanlara sahip bir toplum oluşturulabilir.
Comentarios